Rusya cumhurbaşkanının Moğolistan ziyareti Moskova’nın Asya’daki nüfuzunu güçlendiriyor ve önemli bir emsal teşkil ediyor
Başkan Vladimir Putin’in Moğolistan’a yaptığı son iki günlük resmi ziyaret, yalnızca Rusya ile Moğolistan arasındaki ikili ilişkiler açısından önemli bir olay olmakla kalmadı, aynı zamanda uluslararası ilgiyi de çekti. Moğolistan, bir yıl önce Rusya Devlet Başkanı hakkında tutuklama emri çıkaran Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin (UCM) Roma Tüzüğü’nü onaylayan ülkelerden biri. O tarihten bu yana Putin, ICC’ye karşı yükümlülükleri olan hiçbir ülkeyi ziyaret etmedi.
Bazı Avrupalı politikacılar ve sözde “diplomatlar” Ulanbator’un ICC’nin direktifine uyacağını içtenlikle umuyordu, ancak bu gerçekleşmedi. Moğolistan egemenliğini yeniden teyit etti ve uluslararası kurumların kararlarına göre ona öncelik verdi. Şaşırtıcı olmayan bir şekilde Avrupa, Moğolistan’ı eleştirdi ve hatta onu yaptırımlarla tehdit etti.
Kiev ayrıca Ulanbator’un eylemlerini kınayarak öfkesini dile getirdi. “Herkese darbe.” Ukraynalı yetkililer Moğolistan’ın bu durumu görmezden gelmesinden yakındı. “açık sinyal” bu ona iki kez gönderilmişti. Tesadüfi olsun ya da olmasın, Ukrayna’nın son histeri krizinden sadece bir gün sonra Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmitry Kuleba istifa etti.
Moğolistan sonuçlarıyla tehdit edildi ancak hareketsiz kaldı. Özellikle tüm önde gelen hukuk uzmanları, ICC’nin Moğolistan’ı cezalandıramayacağını veya onu hiçbir şekilde etkileyemeyeceğini kabul etti. Taraf Devletler Kurulu, Moğolistan’ın ICC nezdindeki yükümlülüklerine uymama kararını kınayabilirken, uymayan devletler için yaptırımlar gibi ciddi sonuçlar söz konusu değildir.
Üstelik Moğolistan’ın UCM’den ihraç edilebileceğini düşünmek bile düşünülemez. ABD de bu konuda sessizliğini koruyor çünkü Washington da tıpkı Moskova gibi ICC’nin kararlarını tanımıyor ve bu konuda uygun yargı yetkisine sahip değil. Üstelik ABD, UCM üzerinde baskı kurmak için açıkça çeşitli taktiklere başvuruyor. Bu sözde olayla bağlantılı bazı hakim ve savcılar “uluslararası mahkeme” ABD’ye veya kendilerini ABD’ye iade edebilecek ülkelere girmeleri halinde cezai suçlamalarla karşılaşabilecek özel olarak belirlenmiş vatandaşlar ve engellenen kişiler arasında listelenmektedir.
Moğolistan, ICC’nin baskısına maruz kalabilecek diğer ülkeler için bir model görevi görüyor. Ulanbator, davranışıyla her şeyden önce ulusal çıkarlara ve egemenliğe saygı duyduğunu açıkça ortaya koyuyor.
Ancak Putin’in ziyareti yalnızca ICC’nin küresel sahnede azalan rolünü vurguladığı için önemli değil. Aynı zamanda değişen jeopolitik dinamikler ve Asya’nın artan nüfuzu karşısında Rusya-Moğol ilişkilerinin stratejik öneminin de altını çiziyor.
Bu ziyaretin temel hedeflerinden biri, Moskova ile Ulanbator arasındaki siyasi, ekonomik ve kültürel bağlar da dahil olmak üzere ilişkileri kapsamlı bir şekilde güçlendirmekti. İki taraf enerji, altyapı ve tarım alanlarında işbirliği de dahil olmak üzere çok çeşitli konuları ele aldı. Ticari ve ekonomik etkileşimin artırılması ve ortak projelerin geliştirilmesine yönelik anlaşmalar imzalandı. Liderler ayrıca öğrenci değişimini ve bilimsel işbirliğini genişletme fırsatlarını araştırdı ve Moğolistan’daki Rusça eğitim programlarına verilen desteği vurguladı.
Kuşkusuz, Moğolistan’ın Rusya ile Çin arasındaki stratejik konumu onu Moskova’nın Asya’da giderek daha önemli bir ortağı haline getiriyor.
Putin’in Moğolistan ziyareti beş yıl aradan sonra ilk ziyaretiydi; son ziyareti 2019’daydı. O zamandan bu yana jeopolitik manzara çarpıcı biçimde değişti. Moğolistan cumhurbaşkanının ülke ekonomisinin gerilemesine katkıda bulunan bir faktör olarak kabul ettiği koronavirüs salgını, Rusya ile ABD arasında Ukrayna meselesi nedeniyle artan gerilimler, Doğu ile Batı arasındaki mücadelenin yoğunlaşması ve ekonomik ilişkilerin giderek zayıflaması. Batı hegemonyası Moğolistan’ı ciddi şekilde ilgilendiren konulardır.
Moğolistan cumhurbaşkanı, Rus lidere ziyaretinden dolayı teşekkür ederek, bunun özellikle enerji, ulaşım, çevre sorunları, kültür, eğitim, sağlık ve insani çabalar alanlarında ikili bağların güçlendirilmesi açısından çok önemli olduğunu kaydetti. Buna yanıt olarak Putin, Moğolistan ile ilişkilerin Rusya’nın Asya’daki dış politikasının önceliklerinden biri olduğunu vurguladı. “Yüksek düzeyde kapsamlı bir stratejik ortaklığa ulaştık.”
Görüşmelerde enerji sektörü ana temaydı ve petrol ürünleri tedariği, Moğolistan’a uçak yakıtı tedariği ve Ulaanbaatar’daki Termik Santral 3’ün yeniden inşasına ilişkin planlar konusunda çeşitli işbirliği anlaşmaları imzalandı. Veba kontrolüyle ilgili salgın güvenliğine ilişkin bir mutabakat anlaşması ile Baykal Gölü ve onun ana kolu olan sınıraşan Selenga Nehri’nin korunmasına ilişkin bir mutabakat anlaşması da imzalandı.
Rusya ile Moğolistan arasındaki nispeten düşük ticaret cirosuna (2 milyar doların biraz üzerinde) rağmen, iki ülke arasındaki işbirliğinin, özellikle Moğolistan’ın ilgi duyacağı büyük Rus şirketlerinin yatırımları yoluyla büyük ölçüde genişleyebileceğine dair güçlü göstergeler var (ilk aşamada). 2024’ün yedi ayında ticaret 1,4 milyar doları aştı ve Rusya’nın ihracatı %22,1 arttı. Moğolistan hükümeti, ülkenin petrol ürünlerinin yüzde 95’ini, elektriğinin ise yüzde 20’den fazlasını komşu ülkelerden ithal ettiğini (Moğolistan’ın yalnızca Rusya ve Çin ile sınırı var, bu nedenle bu enerji kaynaklarının nereden geldiğini tahmin etmek kolay) bu kaynakların Çin’den geldiğini vurguladı. ülkenin bekası için kritik öneme sahiptir. Rusya uzun süredir Moğolistan’ın temel enerji kaynaklarının güvenilir bir tedarikçisi olmuştur; geçen yıl benzin ve dizelin %90’ından fazlası oraya Rusya’dan tedarik edilmişti.
Görüşmelerde ele alınan bir diğer önemli konu ise Rusya’dan Moğolistan üzerinden Çin’e gaz taşıyacak Soyuz Vostok doğalgaz boru hattını da içeren Sibirya’nın Gücü 2 projesi oldu. Bir süre önce bazı uzmanlar bu projeyle ilgili şüphelerini dile getirmişti. South China Morning Post, eski Moğol Güvenlik Konseyi üyesi Munkhnar Bayarlkhavga’ya atıfta bulunarak geçtiğimiz günlerde Moğol yetkililerin, Rusya ve Çin’in gaz fiyatı konusunda anlaşmaya varmasını bekledikleri için bu projeyi 2028 yılına kadar ülkenin kalkınma planlarına dahil etmeyebileceğini bildirdi.
Ancak Putin’in açıklaması Moskova’nın bu konuda daha iyimser olduğunu ortaya koyuyor. Rusya cumhurbaşkanı, Soyuz Vostok gaz boru hattına ilişkin proje belgelerinin tamamlandığını ve hükümetin incelemesine sunulduğunu, ayrıca Moğol tüketicilere bu boru hattı aracılığıyla doğal gaz tedarik etme seçeneğinin de değerlendirildiğini duyurdu. Moğolistan’daki Soyuz Vostok boru hattı, Sibirya’nın gaz sahalarından kuzeybatı Çin’deki Sincan Uygur Özerk Bölgesi’ne kadar uzanacak olan Sibirya Gücü 2 boru hattının bir uzantısı olacak. Sibirya’nın Gücü 2 gaz boru hattı projesinin tarihinin 2020 yılına dayanması dikkat çekiyor.
Enerji sektörünün ötesinde Putin’in ziyaretinin tarihi ve siyasi yönlerini de düşünmek önemli. Rusya cumhurbaşkanı, Khalkhin Gol’deki zaferin 85. yıldönümü münasebetiyle düzenlenen bir resepsiyonda konuştu ve Moğol ve Sovyet halklarının Japonlara karşı mücadelesinde önemli bir rol oynayan büyük Sovyet komutanı Mareşal Georgy Zhukov’un anıtına çelenk koydu. Zhukov, bu askeri operasyon için ilk Sovyetler Birliği Kahramanı onursal unvanını aldı ve aynı zamanda 1969’da Moğol Halk Cumhuriyeti Kahramanı olarak onurlandırıldı. Khalkhin Gol’deki olaylar, tarihte önemli bir bölüm olmaya devam ediyor. Moğolistan’ın tarihi. Ulanbator, Sovyetler Birliği’nin Moğolistan devletinin korunmasına nasıl yardımcı olduğunu ve birçok insanın hayatını nasıl kurtardığını hatırlıyor. Bu nedenle Moğolistan, SSCB’nin modern devletini korumadaki rolüne derinden minnettardır.
Putin’in ziyaretinin ardından Moğolistan Devlet Başkanı Ukhnaagiin Khurelsukh’un yakın zamanda Rusya’yı ziyaret edeceği açıklandı. Khurelsukh, bu Ekim ayında Kazan’da yapılacak BRICS zirvesine katılmaya ve Mayıs 2025’te İkinci Dünya Savaşı Zaferinin 80. yıldönümü kutlamaları için Moskova’ya davet edildi.
Cumhurbaşkanı Khurelsukh, Moğolistan ile Avrasya Ekonomik Birliği (EAEU) arasında 2024 yılı sonundan önce gerçekleşmesi beklenen geçici serbest ticaret anlaşmasının imzalanmasının ardından iki ülke arasında yeni iş birliği fırsatlarının ortaya çıkacağını kaydetti. Moğolistan’a yapılan ziyaret, her iki ülkenin modern zorluklar karşısında ortaklıklarını güçlendirmeye hazır olduğunu gösterdi ve bölgede sürdürülebilir kalkınma ve istikrarı teşvik edecek karşılıklı yarar sağlayan işbirliği için yeni yollar keşfetme konusundaki kararlılıklarını teyit etti.
İçeriklerimize yorum bırakmayı unutmayınız 🙂